Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İsveç ve Finlandiya’nın taahhütlerini tam olarak yerine getirmelerini bekliyoruz. NATO üyeliği yolunda atacakları adımlar mutabakat zaptında yer alıyor. Kararımızı bu adımlara göre vereceğiz. Yine söylüyorum ki; Şu an itibariyle İsveç’in NATO üyeliğini desteklemiyoruz.” dedim.
Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Orta gelirlilere yönelik ‘Yeni Evim Kampanyası’nda ikinci el konut sayısında artış olup olmayacağı ve ikinci el konutların kampanyaya dahil edilip edilmeyeceği sorusuna Erdoğan, “İnşallah 2. el konutların desteklenmesi için bir çalışma yapılacak.Projenin planlama aşaması devam ediyor.Finansmanı yapılıyor.İnşallah çalışmaları kamuoyu ile paylaşacağız.” terimleri kullandı.
Kampanyada ilk evini alacak vatandaşlar için yeni konut arzına öncelik verdiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yeni konut arzını artırarak üretimi ve istihdamı artırmak istiyoruz. Bu seçimden sonra atılması gereken bir adımdır. Bu konuda önemli bir alt yapımız var. Tecrübe ve tecrübemiz var. ‘Yapacağız’ dedik. Dar gelirli ev sahibi olsun’, kura çekildi, 2 seneye evleri teslim edeceğiz, ‘Orta gelirliye destek olacağız’ dedik. Kampanyamızı başlattık, ‘Roman vatandaşlara özel konut kampanyamız olacak’ dedik. Konut kampanyasını biz yaptık, 20 yıldır yapıyoruz, gerekirse yeni projeleri hayata geçirmekten de çekinmeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut kampanyaları dışında yangın, sel, deprem gibi afetlerin olduğu noktalarda da konutların hemen yapılıp teslim edildiğini anlattı.
“Filyos’ta yoğun çalışmalar sürüyor”
Karadeniz gazının kullanımında gelinen aşama ve bu gazın hanelere ne zaman ulaşacağı sorusuna Erdoğan, şöyle konuştu:
“Karadeniz gazının 2023 yılının ilk çeyreğinde milletimizle buluşması için tüm çalışmalar 7/24 devam ediyor. Sahadaki çalışmalar şu anda 3 ana bileşenden oluşuyor. Bunlardan birincisi deniz dibi üretim tesisleri. İki proses tesisi , üç boru bordür. Şu anda yaklaşık 10 bin kişi çalışıyor. 50’den fazla gemi denizde operasyonlarını sürdürüyor. Çalışmalar, denizin 2 bin 200 metre altında, tamamen uzaktan kumandalı robotlar ve sistemlerle yürütülüyor. yaşam yok.Derin denizde boru ve kordon bağı döşenmesi tamamlandı.Derin deniz Ana kordon sınırının son etütlerine de başlandı.Yavuz ve Yasal gemileri kuyuların alt ve üst tamamlamalarını yapıyor.Kara tesisi de alan yüzde 90 tamamlandı.Kuyu ekipmanları, gaz toplama ve dağıtım deposu gibi dev ekipmanlar da deniz tabanına indirilmeye başlandı.BOTAŞ gazı ulusal sisteme girecek ölçüm istasyonu inşaatı ve e 36 kilometrelik boru hattının ası aktarıldı ve testleri yapıldı. Filyos’ta yoğun çalışmalar devam ediyor.”
“İsveç, terör örgütü mensupları için güvenli bir sığınak haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmeli”
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği konusunda nasıl bir süreç izleyeceği sorulduğunda Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Önce İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunu terörle mücadelede kapsamlı ve uzun soluklu bir işbirliği kurmamız için bir fırsat olarak gördük. ‘Bu 120 teröristi bize ihraç edin’ dedik. Ancak İsveç, “Anayasa değişikliği yapacağız, değişikliği yaptıktan sonra süreci yürüteceğiz” dedi. Sayın Başbakanımız buraya geldi, burada her türlü konutu onunla birlikte yaptık. Mücadelede verilen taahhütlerin verildiğini gördük. mutabakat zaptı kapsamında teröre karşı yerine getirilmemiştir. İsveç’te terör örgütünün propaganda, personel değişimi ve finansman faaliyetlerinin devam ettiğini gördük.”
Geçtiğimiz haftalarda terör örgütlerinin İsveç’te Türkiye’ye ve kendisine yönelik aşağılayıcı eylemlerde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açmaya bile gerek duymadılar.” dedim.
Son gelişmeler nedeniyle İsveç Meclis Başkanı ve Savunma Bakanı’nın ziyaretlerini ertelemek zorunda kaldıklarını vurgulayan Erdoğan, “İsveç, terör örgütü mensuplarının sığınağı haline geldiği gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmeli. mutabakat zaptı bizim yol haritamız, buradaki taahhütleri eksiksiz yerine getirmek önceliğimiz.” dedi.
Avrupa’da ve özellikle İskandinav ülkelerinde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden endişe duyduklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsveç’in 21 Ocak’ta kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e yönelik saldırıya seyirci kalmasını tüm uyarılarımıza rağmen kabul edemiyoruz. Hollanda’da böylesine alçak bir eylemin gerçekleşmesini tesadüf görmüyoruz.” Bu aşağılayıcı İslam karşıtı eylemlere duyarsız kalmaları, hatta güvenlik güçlerinin etrafını sararak bu eylemleri “İstediğini yapabilirsin” koruması altında gerçekleştirmeleri ne ile açıklanabilir? en sert şekilde kınadık. Bu bir nefret suçudur. İsveç’in bununla bir an önce ilgilenmesi gerekiyor. İfade özgürlüğü kisvesi altında Müslümanlara karşı açık ve aleni bir nefret eyleminin işlenmesi kabul edilemez. İsveç’ten ülkede yaşayan tüm grupların inançlarına saygı duymasını ve İslamofobi ile mücadelede samimi adımlar atmasını bekliyoruz.”
İsveç ve Finlandiya’nın taahhütlerine tam olarak uymasını bekliyoruz. NATO üyeliği yolunda atacakları adımlar mutabakat zaptında yer alıyor. Kararımızı bu adımlara göre vereceğiz. Tekrar ediyorum, şu an itibariyle İsveç’in NATO üyeliğinden yana değiliz. Öte yandan Finlandiya’nın durumunu farklı değerlendiriyoruz. Bakalım İsveç sözlerini tutacak mı? Olmazsa merak etmeyin. Finlandiya bu süreci şu an olduğu gibi yönetirse parlamentomuz açılınca görevimizi yerine getireceğiz.”
“Rejim bunun bilincinde olmalı”
Terörle mücadele kapsamında sürdürülen operasyonların son durumu sorulduğunda Erdoğan, “Terörle mücadele adına yürüttüğümüz çaba, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkı sağlamaktadır. Rejimin bunun farkında olması gerektiğini söyleyin.” cevabı verdi.
Suriye’nin geleceğinin ipotek altına alınmaması için PKK/YPG ve Suriye Demokratik Güçleri terör örgütünün bölücü tavrına karşı çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Bize dayatılan bazı şartları kabul etmemiz mümkün değil. Diyalog kelime anlamı olarak ‘önkoşulsuz konuşmak’ demektir. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyinde terörle mücadelede taviz vermeden yolumuza devam ettik.” sözlerini kullandı.
Suriye rejimi ile diyalogda kademeli bir çalışma yürütüldüğünü belirten Erdoğan, sorunun çözümü için önce Türkiye, Rusya ve Suriye istihbarat teşkilatlarının ardından savunma bakanlarının bir araya gelmesini önerdiklerini vurguladı.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Bu işi başarı ile sonuçlandırırlarsa dışişleri bakanları bir araya gelecekler, biz başarılı olursak liderler bir araya gelecekler ve bu aşamada son adım olarak İran’a bu görüşmelerin sonucunu bildirelim, yapalım dedik. Böyle bir adım atın tabii ki bu sürecin nasıl şekilleneceği konusunda tarafların tutumları belirleyici olacaktır.Her halükarda milli güvenliğimizi savunmak adına gerekli tedbirleri alacağız, bu bir fırsat penceresi olabilir. Siyasi süreci ilerleterek çatışmaya çözüm bulun.Geri dönüşler istekli,onurlu ve inançlı olmalıdır.Bu briket evleri boşuna yapmadık.Biz istedik.Keşke istekli dönüşler başlasın. BM ilkeleri temelinde Suriye’de geri dönüşlerin sağlanması için gerekli koşulların oluşturulması gerekiyor ve bu da başladı. Yani şu anda yaklaşık 400-500 bin mülteci Suriye’ye dönmeye başladı.”
(sürecek)
